Sunumun Anatomisi: Bölüm 1 — Neden Sunumlar Çöp Oluyor?

Cambio Global
2 Tem
2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 gün önce

Sunumun Anatomisi: Bölüm 1 — Neden Sunumlar Çöp Oluyor?

Herkes Sunum Yapıyor, Ama Kimse Dinlemiyor.

Bugün sadece Türkiye’de değil, dünyada her gün yüz milyonlarca sunum hazırlanıyor. PowerPoint, Keynote, Google Slides… Araçlar değişiyor ama sonuç aynı: Etkisiz, unutulan ve kalabalık içinde yok olan sunumlar.

Peki neden?

Neden bu kadar çok sunum hazırlanırken, bu kadar azı akılda kalıyor? Neden bu kadar veri paylaşılırken, bu kadar azı insanları etkiliyor? Ve en önemlisi: Neden bu kadar emek, bu kadar boşa gidiyor?

Sorun Sunumlarda Değil, Yaklaşımlarda

Sunumlar çoğu zaman sadece bir zorunluluk gibi ele alınıyor.Toplantı var diye hazırlanıyor. Üst yönetim istedi diye toplanıyor. Ve genellikle şöyle başlıyor: Bir sunum dosyası açılır, birkaç başlık atılır, bir-iki grafik eklenir. Ama kimse şunu sormaz:

“Bu sunum ne için yapılıyor?”
“Bu sunum kime hitap ediyor?”
“Bu sunum sonunda ne değişecek?”

İşte fark burada başlıyor.

Bir Sunum Ne Zaman Etkili Olur?

Bir sunumun etkili olması için sadece güzel görünmesi yetmez.

Bilgiyle dolu olması da yetmez.
Karmaşık grafikler, animasyonlar, geçiş efektleri hiç yetmez. Çünkü sunum bir tasarım işi değil, bir etki işidir.

Sunum = Hedefli bir anlatıdır.

Sunum = İnsanların fikrini değiştirme eylemidir.

Sunum = Bir hareket yaratma girişimidir.

Eğer sunum sonunda dinleyici bir karar almıyorsa, bir şey hissetmiyorsa ya da harekete geçmiyorsa… O sunum etkisizdir. Ne kadar profesyonel görünürse görünsün.

Etkisiz Sunumların Ortak Özellikleri

Veri fazlası: Her şey anlatılmak istenir, hiçbir şey anlatılamaz.
Hedefsizlik: Kime hitap ettiği belli değildir.
Anlatısızlık: Slaytlar arka arkaya dizilmiştir, ama bir bağlam yoktur.
Duygudan kopukluk: İnsanlara değil, dosyalara hitap eder.
Seyirci unutulur: İzleyici pasiftir, yalnızca maruz kalır.

Sunumlar Neden Bu Kadar Kolay Unutuluyor?

Çünkü hafızamız veriye değil, anlama tutunur. Bir istatistik, bir sayı, bir tablo… ancak bir hikâyenin içine yerleştirildiğinde hatırlanabilir olur. Sunumun amacı bilgi yığmak değil, o bilgiyi bir fikre dönüştürmektir.

Soruyu Değiştir

Sunumun başında sorulması gereken soru şudur:

“Ne anlatmalıyım?” değil. “Ne değişmesini istiyorum?” sorusudur.

İşte bu blog serisi: Sunumun Anatomisi, bu sorunun cevabını sistematik bir şekilde vermek için yazılıyor. Her bölümde sunumun bir katmanını açacağız. Sadece nasıl gözükeceğini değil, nasıl işleyeceğini konuşacağız.

Çünkü bizce: Sunumlar sadece anlatmak için değil, etki yaratmak için yapılır.